2 Ağustos 2016 Salı

İskandinav Mitleri #6: Ragnarök

Odin, Valkyrie'lerinin ve diğer seçkin savaşçılarının da içinde bulunduğu bir ordu kurmuştur. Bu ordu büyük bir felaketi önlemek için toplanmıştır. Bu felaket, kıyamet günü olan Ragnarök'tur.

Bu sözcük "ragna: tanrıların düzenleyici gücü" ve "rok: kader, kıyamet" kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Tam anlamı da "Tanrıların Kaderi"dir. Ancak "rok" sözcüğü alacakaranlık anlamındaki "rokkr" sözcüğü ile karışmış ve bu yüzden anlam "Tanrıların Alacakaranlığı" şeklini almıştır.

Ragnarök, tanrıların kaçınılmaz sonu olarak bilinmektedir hatta bu kıyamet savaşında hangi tanrıların öleceği önceden belirtilmiştir. Fakat tanrılar ne olursa olsun bu savaşa hazırlanmaya devam etmişlerdir. İskandinav tanrılarının yüceliği de bu kaçınılmaz sonu reddetlerinden gelmektedir.



Kıyamet günü İskandinav mitolojisinde şu şekilde anlatılmaktadır:

Dünyanın göreceği son çağ son derece ürkütücü olaylar ile başlayacaktır. İlk olarak "korkuç kış" anlamına gelen Fimbulvetr yaşanacak ve bu kış çok sert ve uzun geçecektir. Tek bir yaz mevsimi bile yaşanmadan ard arda üç kış birden yaşanacaktır. Nefret, kavga, gürültü gibi kötülükler dünyayı saracak, Nors kültürünün en önemli öğesi olan aile yapısı kırılacak, aile içindeki tartışmalar artacaktır. Böylece ahlaksal ilkeler çözülmeye başlayacak ve toplumsal bir yıkım yaşanacaktır.

Savaş baltalarının, kılıçların, kırılmış kalkanların konuşacağı,
Ve fırtınaların kopacağı, kurtların saldıracağı bir çağ başlayacak,
İnsanların çağı sona ermeden hemen önce.

İskadinav yazıtlarında geçen bu dizelerde Yahudi ve Hıristiyan mitlerindeki Şeytan'ın gelişi ile ilgili yazılar ile benzerlik göstermektedir.

Bu dönemde pek çok korkunç alametlerin de ortaya çıkacağı belirtilmektedir. Kurt sürüleri güneş ve ayı yemek için yarışacak; güneş ve ay onlardan kaçmak için gökyüzünün bir ucundan diğer ucuna kadar kaçıp saklanacak yer arayacaklardır:

“Birinci kurt, güneşi yutacak ve insanlar bunun büyük bir felaket olduğunu düşünecekler. İkinci kurt ise ayı yutacak ama bu ilki kadar büyük bir infial yaratmayacak. Yıldızlar gökten düşecek, yer yüzü sarsılacak, dağlar sağa sola savrulacak, bütün bağlar kopacak, zincirler kırılacak ve böylece kurt Fenrir serbest kalacak.“



Evrenin sonunu getirecek üç etken vardır. İlki Loki'nin çocuklarından biri olan Dünya Yılanı Jörmungandr'dır. Savaşçı olarak bilinen bu yılan denizin derinliklerinden kıvrılarak gelecek ve yarattığı dalgalar gelgitlere sebep olacaktır. Bu gelgitler Naglfar adındanki gemiyi yüzdürecektir. Naglfar gemisine "tırnak gemi" de denmektedir; bunun sebebi ise ölülerin tırnaklarının kesilerek yapılmış olmasıdır. Geminin içinde dev Hyrm ve Muspell bulunmaktadır. Loki ise geminin kontrolünü  üstlenmiştir. Ateş yaratığı Surt emrindeki ordu ile güneyden saldıracaktır. Bazı yazıtlarda Muspell'in oğullarının da bu ordu içinde savaşacakları belirtilmiştir. Fakat hepsinden de korkunç olan Loki'nin diğer bir çocuğu aç kurt Fenrir'in saldırmak için hazırda bekliyor olmasıdır.  Fenrir'in üst çenesi gökyüzüne, alt çenesi yeryüzüne değecek kadar büyüktür. Eski yazıtlarda Fenrir'in ağzı için "eğer dünyada yeterince yer olsaydı ağzını daha fazla açabilirdi" denmiştir.


Orduların ve yaratıkların yaklaştıklarını gören Heimdall Gjallarhorn'u üfleyerek tanrıları meclise çağırır. Odin diğer tanrılardan öneriler almak ister ama artık bunları düşünmek için çok geçtir. Freyr, Surt ile savaşır fakat silahı çok güçlü olmadığı için ona karşı yenilir ve ölür. Fenrir, devasa ağzını açarak Odin'i yutar. Babasının öldüğünü gören Vidar Fenrir'in kalbini bıçaklayarak onu öldürür ve böylece intikamını almış olur.

Bazı kaynaklarda farklı kapışmalarında olduğuna yer verilmiştir. Tazı Garmr ile tanrı Tyr savaşırlar ve bu savaş sonunda ikisi de ölmektedir. Bilinen en büyük düşmanlık Heimdall ve Loki arasındadır ve onların da birbirlerini katlettikleri belirtilmektedir. Bu olaylar üzerine ateş yaratığı Surt dünyayı alevlerle kaplar ve her şeyi bir anda yok eder.

Aslına bakarsanız Ragnarök "her şeyin sonu" anlamına gelmemektedir. Yok edilen dünya kötülüklerden arındırılarak yerine yepyeni bir dünyanın geleceğine inanılmıştır. Böylece yeni bir başlangıçtan söz edilebilecektir.

Erdemli, güzel bir hayatınız olduysa ferah ve temiz mekanlarda, yiyeceklerin ve içkilerin bol olduğu Brimir adında muhteşem manzarası olan bir yerde ya da altın salon Sindri'de yaşayacaksınızdır. Ancak tam tersi bir hayatınız olmuş ise yani verilen sözlerini tutmamış insanlar, katiller, hırsızlar hayatı kötülükler ile dolu insanlar "Ceset Kumsalları" anlamına gelen  Náströnd 'de yaşayacaklardır. Salonun kapıları kuzeye bakmaktadır ve duvarları iç içe geçmiş yılanlardan inşa edilmiştir. İçerisi yılanların zehirleri ile doludur.


Yeni bir dünyanın yükseldiğini görür kadın kahin,
Yine denizlerden ve bir kez daha yeşilliklerle kaplı olarak;
Kartalların gürüldeyen çağlayanların üzerinde uçtukları
Ve dağlardaki akıntılarda balık yakaladıkları.

Aesir yine buluşur Idavoll’da,
Ve konuşurlar Büyük Dünya Yılanı hakkında,
Ve anımsarlar verdikleri zor kararları,
Ve Büyük Tanrı’nın kendisine dair kadim gizemleri.

Tüm bu kötülüklerden sonra altın çağ yaşanacaktır. Tarlarar ekilmeden ürünler verecek ve hastalıkların, salgınların çaresi bulunacaktır. Hod tarafından öldürülen Baldr geri dönecek ve Ragnarök'ta ölen tanrıların çocukları miraslarını devralacaktır. Dünyayı yakıp kül eden o büyük yangından da iki insan sağ kurtulacak ve onlar da sabahları oluşan çiy damlaları ile hayatta kalacaklardır. İnsanoğlunun yeni anne ve babası olacaklar, her şey yeniden başlamış olacak...


Yazılanlara bakarsanız aslında tüm mitlerde ve dinlerdeki kıyamet anlatılarının birbirine benzer olduğunu fark edebilirsiniz. İyiler cennete kötüler cehenneme gidecektir, illa ki kurtulan bir dişi ve bir erkek olacaktır ve onlar yeni soylar yaratacaktır... 

TYR grubunun Ragnarok adlı şarkısı ise bu yazının hemen hemen özeti şeklinde... İyi dinlemeler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder